bayram sabahı erken saatlerde istanbul’daki bayramlaşmaları tamamlayıp yola çıktık. ilk gün trafik korktuğum gibi değildi, iki saatte bolu’ya vardık. sevgili dostum kurti abant izzet baysal üniversitesi’nde öğretim görevlisi, üniversitenin lojmanında kalıyor. (konuyu dağıtmış olacağım ama söylemeden de edemeyeceğim: üniversite yönetiminin öğretim görevlilerine lojman olarak layık gördüğü yer 99 depreminden sonra yerleşke içinde yapılmış derme-çatma deprem konutları. ama kurti burasının güzel yönlerini görmeyi başarmış, bize de gösterdi. barakanın arkasını sebze bahçesine çevirmiş, bahçeden sonra da orman başlıyor, ders verdiği yere yürüyerek on dakikada varıyor, sportif etkinlik olanağı çok bol... tatil köyü gibi.)
ilk günümüz daha çok yerleşme, elif’in ortama alışması ve hasret gidermeyle geçti. kurti bu sene epey bir gezdi, hem yurt içinde, hem de yurt dışında. onlardan anılar paylaştı. biraz bahçede oyalandık. domatesleriyle çok gurur duyuyor kurti (hakkı da var hani, pek lezizler), biber, karpuz ve patlıcan da yetiştirmiş. aralara birkaç meyve ağacı dikmiş. bize bahçe ile ilgili acemilik öykülerini anlattı.
akşam yemeğinden önce, yürüyüş için, yerleşkeye komşu göle gittik. kurti’nin lojmandan yürüyerek yirmi dakikada gölün kıyısına varılıyor (burası doğal bir göl değil bir gölet aslında). biraz yürüdük, ama çoğunlukla elif ile uğraştık ve meyve ağaçlarıyla oyalandık. iki saat içinde de geri döndük. akşam yemeğini üniversitenin misafirhanesinde yedikten sonra erkenden yattık.
3 yorum:
Senin "Kurti" Kurtulus Cengiz mi?
evvet, aynen öyle. kendisi kadim, çocukluk arkadaşım olur. ilkokul dörtten beri filan tanırım şahsiyeti...
Selam soyle benden o vakit.
Yorum Gönder