amsterdam'a gideceğimizden kime bahsetsek yüzlerde muzır bir gülümseme belirir oldu. ben bu gülümsemeyi bir yerden hatırlıyorum ama neyi ima ediyorlar acaba? bu hınzır gülümsemeyi ben birkez daha bir yerlerde görmüştüm ama neresiydi? aha hatırladım: yaş 16 filan. yaz tatilinde bergama'ya, çok yakın ve sevdiğim bir arkadaşımı ziyarete gitmiştim. babasının arabasını kaçırıp biraz bergama'nın tenha sokaklarında turladık. şehrin kenar mahallelerine giden bir yolda, karşıdan gelen arabanın içindeki adamlar bize, işte şu anda sıkça gördüğümüz muzır gülümsemeyi atmışlardı. merakla bergamalı arkadaşıma bu gülümsemenin nedenini sordum, o yolun bergama'nın tek genelevine çıktığını söyledi. sonra da uzakta, bahçe içinde bir villayı gösterdi. geneleve gitmek gibi bir niyetin içinde olmasak da o hınzır gülüş ikimizi de epey utandırdığından hemen yönümüzü başka bir yola çevirdik. işte benim bir geneleve en yakın olduğum gün o gündü, ta ki amsterdam'a gidene kadar.
'red light district' (kırmızı ışık bölgesi) amsterdam'ın merkezinde birkaç yan yana dar sokaktan oluşan bir bölge. bazı kapılarda, üst üste üç kırmızı ışığın bulunduğu işaretler var. eskiden, gece yarısından sonra gösterilen, kırmızı noktalı filmler vardı ya, benzer bir mantıkla işaretlemişler kapıları. ama girişinden geçerken sokağın 'kırmızı noktalı bölge'ye dahil olup olmadığını anlamak mümkün değil. önünde öyle polisler filan yok ya da ışıklar çok uzaklardan seçilebiliyor değil. gayet normal sokak işte...
bizim rehber amsterdam doğumlu olması nedeniyle bölgeye çok hakim:
- burada eskiden erkek olup şimdi kadın olmayı seçmiş olanları görebilirsiniz.
- köşeyi dönünce meşhur bilmem kim hanımın penceresini göreceksiniz.
- bunun gibi, perdelerini kapalı gördüğünüz pencereler, halihazırda müşterilerini bulmuş olanlar olup şu anda içeride bulunan yataklarda müşterileriyle hoşça vakit geçirmeye çalışmaktadırlar... vs. (bu kadar gürültülü bir ortamda nasıl odaklanabiliyorlarsa artık?! sokakla aralarında yalnızca bir cam ve bir de perde var.)
sokaklar boyunca uzanan genelevler dizisinde, kumsalda geziniyor rahatlığıyla dolaştırdı rehberimiz bizleri. o kadar ki dolaşırken pencerelerde bekleşen kadınların bazılarına el salladı, hatır sorar gibi hareketler yaptı. bize kumsalda bikinili kadınlara dikkatlice bakmanın bile ayıp olduğu öğretildiğinden genelevleri turistik bir yer olarak gezmeyi de epey yadırgadık. yabancı bir ülkeden gelen bir turist topluluğunun, istanbul'da sultanahmet'i gezdikten sonra tanınmış bir genelevde çalışanları görüp oradan da dolmabahçe sarayına geçmesi gibi birşey bu. hanımla el ele genelev gezmiş olduk bu gezi sayesinde.
üniversite yıllarımda iki arkadaş otostop çekerken bir kamyoncu bizi almıştı. amcam yolculuk boyunca bize, güzel ülkemin genelevleri üzerine görüşlerini aktarmış, biz de bu sayede her şehrin genelevi nerede, en iyisi hangisi öğrenmiştik. işte bu kamyoncu amcamızın muzır bir gülümseme ile amsterdam'da dolaşacağını hayal edebiliyorum şu anda.
genelev denince aklıma hep leman dergisinin karikatürleri gelirdi: yüksek duvarlar, kapıda kimlik soran polisler ile anlatılırdı karikatür genelevleri. şimdi bu görsel imgenin yerini amsterdam aldı. amsterdam belediyesinin simgesi kırmızı bir kalkan üzerinde üst üste üç tane, beyaz çarpı işareti. o çarpılar bana kırmızı noktalı bölgenin ışıklarını çağrıştırır oldu artık. gerçekte ikisi arasında görsel bir bağlantı gerçekten var mıdır, bilmiyorum.
kırmızı noktalı bölgeden uzaklaşıp şehir turumuzu kanallarda yapılan tekne gezisi ile sürdürdük.
(resimlerle kırmızı bölge arasında bir bağlantı yok. kırmızı bölgede resim çekmek ve kamera ile görüntü almak pek hoş karşılanmıyor, nedense. yalnızca son resim amsterdam'daki sex müzesinin girişini gösteriyor. girmedik ama konusunda dünyanın en kapsamlı müzesi olduğu söyleniyor.)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder