meltem ile uzun zamandır elif’in ilk kampı hakkında konuşuyorduk. meltem, ilk defa 3-4 yıl önceki karakaya tırmanış festivali’nde görmüş olduğu karakaya kamp yerini, bu iş için en uygun seçenek olarak belirlemişti. cuma akşamı kuzeninin düğünü için eskişehir’de olacağımız belli olunca cumartesi gecesi için elif’le karakaya’ya gitmeyi önerdi. ben zaten dünden razıyım.
onlar düğün için ayvalık’tan çarşamba günü yola düştü, ben de cuma öğlen istanbul’dan yola çıktım. cuma akşamı meltem’in eskişehir’de bulunma nedenini eda ettikten sonra, sıra benim eskişehir’de bulunma nedenime gelmişti sonunda. karakaya, eskişehir’den 71 km uzaklıkta ve arabayla varmak yaklaşık bir saat sürüyor. eskişehir’den ankara’ya giderken şeker piliç -4 tesisini gördüğünüzde kuzey’e dönüp karakaya köyü’ne kadar iki kilometre daha gidiyorsunuz. kaya ve köy yan yana.
onlar düğün için ayvalık’tan çarşamba günü yola düştü, ben de cuma öğlen istanbul’dan yola çıktım. cuma akşamı meltem’in eskişehir’de bulunma nedenini eda ettikten sonra, sıra benim eskişehir’de bulunma nedenime gelmişti sonunda. karakaya, eskişehir’den 71 km uzaklıkta ve arabayla varmak yaklaşık bir saat sürüyor. eskişehir’den ankara’ya giderken şeker piliç -4 tesisini gördüğünüzde kuzey’e dönüp karakaya köyü’ne kadar iki kilometre daha gidiyorsunuz. kaya ve köy yan yana.
karakaya’nın
kamp yeri bir kavak koruluğu. araba ile ulaşılabiliyor. dümdüz olan bu alan çocukla
kamp yapmak için gerçekten çok uygun ve kayalar da kamp yerinin dibinde. tek
sorunu tuvaletlerin çok pis olması. su için de köydeki çeşmeye gitmek gerekiyor
ama bu yaklaşık 15 dakikalık bir yürüyüş olduğundan çok da önemli değil.
elif
gecenin yorgunluğu ile arabada uyurken vardık karakaya’ya. elif uyanıncaya
kadar kampı attık. biz geldiğimizde karakaya’da yalnızca boğaziçi üniversitesi’nden
ömer ve ali vardı. onlar da bir süre daha projelerini deneyip öğleden sonra
ayrıldılar. böylece tüm kayalar ve kamp yeri bize kalmış oldu.
bu
etkinlik meltem’le ikimizin bu seneki ilk kaya etkinliği olacaktı. ali ve ömer’e
en kolay rotaları sorduk. bize kral yolu’nda, beş derecelik, boltlu, yan yana
iki rotayı önerdiler. kampa çok yakındı, elif’in etrafta rahatça dolaşabileceği
kadar güvenliydi ve en önemlisi biz daha zor bir rotayı tırmanabilecek durumda
değildik. rehber kitaba göre çıktığımız rotalar 10 numaralı blokta, güneş
ergüden tarafından açılmış, dörder boltlu, sadık amca ve sunset yellow
rotalarıydı. önce ben lider girdim ve rotanın ekspreslerini taktım ama
istasyona yaklaştığımda sürekli aşağıdan gelen “baba, bak ben nereye tırmandım”
“baba, orada ne yapıyorsun?” “baba!” çağrıları dikkatimi dağıtmıştı ve burada
bir çatlakta karşıt baskı uygulayarak çıkılması gereken bir bölüm vardı.
dikkatim çok dağılınca riske girmedim ve indim. arkamdan meltem çıktı ve rotayı
bitirdi. ondan sonra ben de...
ardından
bir süre elif ile kayaların üzerlerinde gezindik. dksk’da eğitim aldığım
dönemlerde ‘birinci adım’da (yani dört günlük kaya tırmanışına başlangıç eğitiminin
ilk gününde) yarım gün kayaların üzerinde elimizi hiç kayaya değmeden sekmiştik.
elif’le de bunu yaptık. kayadan kayaya atlamaca... bir kayadan diğerine atlayıp
“bu kaya benim oldu” diye elif’e nispet yapınca elif de aynısını bana yapmaya
başladı ve buradaki oyunumuz belli oldu. kayanın birisinin üzerine çıkan “bu
kaya benim oldu” diye bağırıyordu. bu şekilde bir süre oynadıktan sonra meltem
sunset yellow rotasına girdi ve ilk denemesinde tertemiz çıktı. ben de
yukarıdan emniyetli bir biçimde hızla tırmanıp rotayı topladım ve kampa geri
döndük.
gece
elif’in şekilden şekile girmesi, sürekli olduğu yerde dönüp duruyor olması
nedeniyle ben ve meltem için biraz zor geçti. ama elif’in sabah uyandığındaki
neşesi bizim de keyfimizi yerine getirdi. daha kahvaltı etmeden “baba, şu
kayaya tırmanalım mı?” demeye başlamıştı.
kahvaltıdan
sonra meltem ile en düşük zorluklu rotaları araştırmaya devam ettik ama
karakaya’da düşük zorluklu rotalar geleneksel tırmanış için ayrılmıştı. düşük
zorluklu ve boltlu diğer rotalar ise elif ile birlikte tırmanmaya uygun değildi
ve pazar sabahını kayaların arasında elif ile yürüyerek geçirdikten ve takılı
kaya sektöre kadar gittikten sonra eskişehir’e geri dönmeye karar verdik. hepimizin
önünde uzun bir dönüş yolu vardı.
elif,
gece uykusunu tam alamamış olacak ki arabaya biner binmez yine sızdı. gözünü
açtığında eskişehir’e varmış, elif’in ilk kamp etkinliğini ardımızda
bırakmıştık.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder