9 Ocak 2010 Cumartesi

doğuma az kaldı...

meltem iki aylık hamileyken emler'de zirve yapmıştık. üç aylık hamileyken motosikletlerle istanbul'dan ayvalık'a gittik. dört aylık hamileykense doğu karadeniz'in yaylalarında bir hafta yürüdük. ama şu anda hamileliğinin 37. haftasında ve işler eskisi kadar kolay değil. hamileliğinin başından beri 14 kilo aldı ve hareket etmesi çok zorlaştı.
neyse ki çekmeköy'de oturuyoruz. istanbul'u bilenler bilir. çekmeköy, polonezköy milli parkına komşu, şile yolu üzerinde bir yerdir. bu sayede başka bir etkinlik yapamıyorsak çekmeköy'ün ormanlarında yürüyüş yaparak ya da bisiklete binerek doğa özlemimizi gideriyoruz.
acil bir durum olursa yetişebileceğimiz bir hastane olmalı yakınlarda. bu nedenle şehir dışına çıkamıyoruz. ama evimizin arkasındaki ormanlık alana kaçabiliyoruz. yavaş yavaş, bolca dinlenerek, iki saat... bugün için yetti de arttı bile bize.
bir reklam vardı, bilirsiniz: her gün aynı şeyi yapmaktan sıkıldıysan bir kredi kartı alıyorsun ve bol bol harcama yapıyorsun. böylece uçak bileti için indirim kazanıyorsun. ama yaşadığını hissetmek için dünya'nın öbür ucunu mu görmek gerekir? kanımca bugün çekmeköy ormanında cross motosikletleriyle dolanan iki arkadaş da, dakar'da yarışan kemal merkit ve kutlu torunlar kadar keyif alıyordu yaptığından...

5 Ocak 2010 Salı

buz...

istanbul'da geceler çok soğuk geçmeye başladı. dün bir gecede ciddi kar yağışı olmuştu. işe arabayla gittim. gün içerisinde karlar eridi. bu yüzden bugün motosikletle gideyim dedim ama her yer buz.
motoru çalıştırdım gösterge hava sıcaklığını bir buçuktan iki gösteriyor. (yani iki gösteriyor ama arada bire düşüyor) motorun üzerindeki damlacıklar gece buza dönüşmüş ve koltuğa yapışıp kalmış. her sabah bezle siler otururum ama bu sefer mecburen buzların üzerine oturduk.
neyse ki aldığım kışlık malzemeler işe yarıyor. yoksa hava gerçekten soğuk...

1 Ocak 2010 Cuma

Subject: xmax 250

bugün şöyle bir e-posta aldım:

“Subject: xmax 250

selamlar,

x-max araştırması yaparken blogger da rastladım yazılarınıza.

ben … 650 kullanıyorum ve sitede yazdığınız gibi şehir içinde eşimle gezmek biraz yorucu oluyor. ben de x-max düşünüyorum. boyum 1,82. sizin boyunuz da sanırım benim gibi uzun. biraz bana tecrübelerinizden bahseder misiniz. virajda filan sıkıntı oluyor yazmışsınız, daha önce scooterlerim oldu ama uzun süre kullanmadım. ‘x-max çok özel bir scooter, virajı filan da çok iyi’ diyorlar.

tecrübelerinizi paylaşmanız dileklerimle.

iyi seneler.”

sanıyorum bunu okuyunca gururlandım. artık bir motosikletçi olarak kabul görmeye başladığımı düşünüyorum. bu soru da bunun kanıtı bir anlamda. elbette hemen yanıtlamalıydım:

“selamlar,

öncelikle ben motosikletler hakkında karşılaştırma yapabilecek kadar uzun süredir motosiklet kullanmıyorum. bunu bilmeni isterim. (ne de olsa bir tatlı su motorcusuyum) bir CBF150'm ve bir x-max'im var. bir de arkadaşlarımdan ödünç alıp CBF250 ve BMW F650 kullandım. yaptığım karşılaştırmaları bu motorlar kapsamında düşünmelisin. (aramızda yakınlık oluşsun diye birinci tekil kişi kullanıyorum.)

ayrıca boyum 192 cm. ve 100 kg ağırlığındayım. (gülmeyin, meltem’in hamileliği nedeniyle hareketsiz kaldım ve biraz kilo aldım. ne var yani) motosikletleri genellikle yalnız kullanıyorum.

x-max250 şehir içinde ve dışında yeterli bir güce sahip. (ben 2008 enjeksiyonlu bir model kullanıyorum. ikinci el alacaksan 2008 öncesi modellerin karbüratörlü olduğunu bilmeni isterim.) (ben aldığım zaman enjeksiyonun ne olduğunu bile bilmiyordum. yalnızca iyi bir şey olduğunu biliyordum.) CBF150 yokuşlarda bayılıyordu. hatta şehir dışında, uzun rampalarda benim ağırlığımı çekemediği için hızımın 40 km. ye düştüğü olurdu. x-max ile böyle bir sıkıntıyı hiç yaşamadım. CBF150 ile en çok 110 km. hıza kadar çıkabilmiştim. x-max ile çevre yolunda 150'yi görüyorum. (kendi kendimi ihbar etmiş gibi oldum.) üstüne üstlük F650 ile 120 km hıza çıktığım zaman oluşan titreşim ve gürültü x-max'te kesinlikle olmuyor. çok kararlı bir sürüşü var ve çok kolay denetim altında tutulabiliyor.

otomatik vites olduğu için trafik ışıklarında ve dur-kalk sıkışık trafikte çok rahat ediyorum. vitesi düşünmek zorunda olmuyorum. F650 ile şehir içinde sol elime kramp giriyordu. ben işe gidip gelirken kullandığım için, x-max bana bu anlamda çok konfor sağladı.

dönüşler konusunda x-max'i CBF150 gibi scooter olmayan motorlarla kıyasladım. diğer maxiscooter ya da scooterlar ile kıyaslamadım. doğru tekniği kullanıyorsan (ben de honda eğitiminde öğrendim bu tekniği) bacaklarının arasında depo olması dönüşü çok kolaylaştırıyor. yani genel olarak scooterlarda dönüşün daha zor olduğunu da söyleyebilirdim. ama dönüşü belirleyen tek etmen bu değil elbet, tekerlek mesafesi, gidonun dönme kapasitesi ve en önemlisi sürücünün yetenekleri dönüşü belirleyecektir. x-max ile dönüşlere CBF ile girdiğimden daha yavaş giriyorum çünkü dönmek zor oluyor. CBF150'nin manevra kabiliyeti daha yüksek.

öte yandan CBF150 xmax'e göre daha dar bir motor ve arabaların arasından çok kolay kaçıyor. x-max daha geniş. özellikle gidon genişliği daha fazla. araçların arasından giderken aynalar jeep ya da transporter gibi araçların aynalarına çarpıyor. (hem de nasıl çarpmak. her gün kaç kişiden özür dilemek zorunda kalıyorum.) ancak ben çok iri yarı olduğum için gidonun geniş olması özellikle hoşuma gidiyor.

x-max'in koltuğu bindiğim bütün diğer motorlara göre çok daha konforlu ve sağlam. kullanılan malzeme suya ve diğer etmenlere dayanıklı. ıslak bile olsa yalnızca silip üzerine oturabiliyorsun, hemen kuruyor.

x-max'in bagajı ise en sevdiğim özelliklerinden birisi. içine laptop, el çantası, iş ceketi ve dosyaları koyup işe gidebiliyorum. daha da yer kalıyor. (buna karşılık anahtarsız olarak açmak çok zor değil. mekanizmayı biliyorsan kolayca açabilirsin. bu yüzden içinde genellikle pek birşey bırakmıyorum. bugüne kadar birşey olmadı. ama temkinli olmakta yarar var.)

göstergeleri çok kullanışlı. kırmızı bir renkte, ışıl ışıl göstergeleri var. dijital göstergesi de var. ben en çok saatini kullanıyorum mesela. özellikle gece karanlıkta göstergeleri okumak çok kolay oluyor.

farları biraz zayıf şehirler arası yollarda biraz sorun oluyor. xenon far istiyor. bir de kalkışlarda benim motorun gazında biraz boşluk var. önce o boşluğu almam gerekiyor ki hızlı kalkış yapabileyim. biraz ayar gerekiyor olabilir.

sana yardımcı olabildiğimi umuyorum. sormak istediğin birşey olursa yine yanıt vermeye çalışırım. (aslında soru sorsun diye ölüyorum. sordukça gururum okşanacak. ama elden ne gelir, mütevazi olmak gerekiyor.) genel olarak x-max'ten çok memnunum. ama yine de ben şehir dışı için de 650'lik bir şeyler almayı planlıyorum.

sen ikinci motor olarak bir x-max düşünüyorsan bence çok isabetli olmuş. yalnız uygun fiyat yakalamaya çalış, çünkü pahalı aletler. bir de 2008'den önceki modellerde kronik elektrik problemi varmış (konjektör arızası). sonradan çözmüşler. benim motorun ilk kullanıcısı da yaşamış benzer bir sorunu bir parçayı değiştirip halletmişler. alırken bir soruşturmakta yarar var.

sana ve eşine güvenli sürüşler diliyorum.”

nasıl da kapsamlı yanıtlamışım görüyor musunuz. kısa yazmayı bir türlü öğrenemedim.