14 Ağustos 2012 Salı

gürcistan – 2 / tiflis – stepansminda

kazbek, özellikle avrupalı dağcılardan yoğun ilgi gören bir dağ. bunda sanıyorum çıkışı kolay bir beşbinlik olmasının yanı sıra bir yunan destanına konu olmuş olmasının da etkisi vardır. prometheus'un tanrılar tarafından kazbek'e zincirlendiğine ilişkin yaygın bir inanış var. ‘holy trinity’ kilisesi de gezginlerin görmeyi istediği bir yer. yaz aylarında, cumartesi geceleri otel ve pansiyonlarda yer bulmak mümkün olmuyormuş. tüm otel ve pansiyonlar pazar sabahı yapılacak ayine katılmak isteyenlerle dolup taşıyormuş.

yola çıkmadan önce, en önemli sorunumuz yer ayırtamıyor, gürcistan hazırlıklarını türkiye'den yürütemiyor olmamızdı. ne stepansminda’daki* ev pansiyonlarında, ne de dağ evinde yer ayırtmayı başaramadık. dağ evinde, özellikle de bu yoğun sezonda, kesinlikle yer ayırmıyorlar. stepansminda’daki pansiyonların ise web sayfaları yok (olanlar da gürcüce ve gürcü alfabesi ile hazırlanmış. birşey okumak mümkün değil.) bu yüzden şansımıza güvenmemiz gerekiyordu.

köyün dolmuş durağı
istanbul sabiha gökçen’den 23.45 gibi kalkan uçağımız tarifesine uygun bir biçimde 02.45’te tiflis’e indi. saatlerimizi bir saat ileri aldık. bütün çantalarımızı yeniden bir araya toplayasıya kadar da bir saat kadar geçti ama yine de güneşin doğuşuna ve tiflis’ten kazbegi’ye kalkacak ilk aracın saatine (ilk araç saat 09.00’da kalkıyor) çok vardı. türkiye’de planlama yaparken havaalanından bir taksi ile anlaşır ve hiç oyalanmadan stepansminda’ya geçeriz diye düşünüyorduk. ama havaalanından stepansminda’ya kadar taksi için 250 Lari (yaklaşık 270 TL) istenince bundan vazgeçtik. zira dolmuş ile gitmek 10 Lari, gündüz saatlerinde taksi ile gitmek ise 60 Lari. biraz zaman kazanmak için bu farkı ödemeye değmezdi. bunun yerine havaalanının sakin bir köşesine kıvrılıp uyumayı tercih ettik.

dört saat kadar matların üzerinde uyukladıktan sonra kalkıp önce para bozdurduk. (havaalanındaki banka gişesi 100 USD karşılığında bize 164 Lari verdi.) sonra havaalanından şehre giden, kırık dökük, sıkış tepiş otobüse binip kişi başı 0,50 Lari ödeyerek tiflis’in bağdat caddesi sayılabilecek rustaveli caddesi’ne gittik.

köyde bir evin duvarındaki fresk
rustaveli caddesi’ne gitme nedenimiz havaalanındaki danışma görevlisinin tiflis’teki dağcılık mağazalarının burada toplandığını söylemesiydi. uçağa yakıt kartuşu sokamadığımız için bir yerlerden bütan propan kartuşu satın almayı umuyorduk. gerçi her ihtimale karşı yanımızda benzinli ocak ve benzin vardı ama zamanımız boldu nasılsa. ne yazık ki danışma görevlisi çocuk bize kesin bir adres ve mağaza adı veremedi.

yaklaşık yarım saatlik yolculuğun ardından rustaveli caddesi’nde otobüsten indiğimizde saat 08.40’tı. bu saatte açık bir dağcılık mağazası bulamayacağımızdan kahvaltı etmeye karar verip ilk gördüğümüz yere oturduk. koca çantalarımızı çok taşımadan zaman öldürmeye çalışıyorduk. birer yumurta, birer sallama çay ve ekmek için toplam 16,50 Lari ödedik. bu arada cep telefonlarını uluslararası görüşmeye açtırdık, türkiye’de yapmayı unutmuşuz.

bir saat kadar oyalandıktan sonra oturduğumuz yerden tabelasını gördüğümüz bir turizm acentasına nereden yakıt kartuşu bulabileceğimizi sordum. kadın bizi dinamo stadyumu’nun oraya yönlendirdi. neden oraya yönlendirdiğini sorunca rustaveli’deki mağazaların çok pahalı olduğunu söyledi. bir bildiği vardır diyerek bir taksi çevirdik ve çantaları bagaja yükleyip stadın oraya gittik. burada gerçekten yan yana bir sürü spor mağazası vardı ve kartuş da vardı ama ne yazık ki kartuşlar bütan kartuşlarıydı. orada tekrar sorup tarif aldık ve bu tarif üzerine gerçekten çok düzgün bir dağcılık mağazası olan “magelani”yi bulduk. coleman’ın 500 gramlık en büyük boy bütan propan kartuşlarından iki tane aldık ve toplam 50 Lari ödedik.

yazar alexander kazbegi heykeli
son eksiğimiz de tamamlandıktan sonra yine aynı taksi ile kazbegi dolmuşlarının kalktığı didube otogarına geçtik. gürcistan’da taksilerde hala taksimetre yok. bu yüzden gideceğiniz yeri söyleyip taksici ile pazarlık etmeniz gerekiyor. biz de bu oradan oraya dolaşma neticesinde taksiye pazarlıkla 26 Lari ödedik. dolmuştaki hemen herkes turistti ve çoğu kocaman dağ çantaları ile gelmişti. (ama itiraf edeyim ki hiçbirisinin malzemesi bizimkiler kadar çok değildi.) tiflis’ten kazbegi’ye dolmuş kişi başı 10 Lari ama dolmuşçu çantaların büyüklüğü ve çokluğu nedeniyle dağcılardan ikişer Lari fazla istedi, sorun etmedik.

gürcistan askeri otoyolu'nda (georgian military highway) yaklaşık üç buçuk saatlik, sıkış tepiş bir yolculuğun ardından stepansminda’ya ulaştık. yolun son bölümü 2007 senesinden beri çok bozulmuş ama genel olarak epey rahat bir yolculuktu. araçtan iner inmez, kara giysilerinin içinde yaşlı teyzeler yolcuların çevresini sardı. hepsi evi için müşteri kapma telaşındaydı. biz, dağcıların sıkça kullandıkları vano sujashvili’nin evinde kalırız diye düşünüyorduk. hatta bu konuda vano ile yazışmıştık. ancak önce, 2007 yılında tanıştığımız ve bize her konuda yardımcı olan azeri manav kurban’ı bulup onun önerisini sormaya karar verdik. tesadüf eseri kurban yanımıza geldiğinde yanında başka türkler de vardı. gürcü – rus sınırına yakın bir noktada, bir türk müteahhitin aldığı baraj inşaatı işinde çalışan ercan ve arkadaşları bize kalınacak yer konusunda çok yardımcı oldular. epi topu bir gece kalacağımız yerden tek bir isteğimiz vardı: banyonun odanın içinde ya da çok yakınında olması. bunu bulasıya kadar beş ayrı pansiyon gezdik ve en sonunda “diana’s guesthouse” bizim ihtiyacımızı karşıladı.

2007'de kaldığımız stepansminda oteli
stepansminda’da ev pansiyonculuğu son beş yılda çok gelişmiş. yeni oteller de açılmış. özellikle ilia state university hem makul fiyatlı (gecelik kişi başı 40 Lari), hem de oldukça düzgün bir otel. ancak burada yer bulamadık. önceki gelişimizde kaldığımız, meydandaki stepansminda otel de çok düzgün (gecelik yemeksiz kişi başı 50 Lari). ama burada da yer bulamadık. diana’nın evi hem temiz, hem geniş, hem de banyolu idi. ücretsiz internet de kullandık ve yalnızca gecelik kişi başı 20 Lari ödedik. buna yemekler dahil değildi. zaten tüm yemeklerimizi türk işçiler ile birlikte, karavanadan yedik. sağolsunlar ercan ve yılmaz bize tüm ihtiyaçlarımız konusunda sonuna kadar yardımcı oldular.

kalma yerini de hallettikten sonra tekrar merkeze dönüp ertesi günün hazırlıklarına başladık: önce at ayarlamalıydık. okuduğumuz raporlardan köyden bethlemi hut** dağevine kadar çantaları at ile taşıtmak için 250 Lari (yaklaşık 270 TL) istendiğini öğrenmiştik. (bizim 2007 tırmanışında çantalarımızı gönderdiğimiz ara kampa kadar ise şu anda 150 Lari istiyorlar.) bu yüklü bir miktar ama biz bu sefer dağevine bir günde ulaşmayı planlıyorduk ve çantaları at ile göndermeden bunu kolay kolay yapamayacağımızı da çok iyi biliyorduk. kurban’dan yardım istedik. kurban’ın kendi atı yok ve fiyatları da bilmiyormuş. 250 Lari’yi duyunca çok şaşırdı. “burada bir atın fiyatı zaten 500 Lari. atı satın al, giderken satarsın” dedi ama bununla kim uğraşabilir ki? bir arkadaşı ile görüşüp 200 Lari’ye bir at ayarladı bizim için.
diana'nın pansiyonu

ayarlamak istediğimiz ikinci konu ise yerel rehberdi. bunu tiflis’teki ‘exploregeogia’ firmasına sorduk, yalnızca rehberlik için 700 EURO istediler. herşey içinde bir organizasyonda ise fiyat, kişi başı 1.250 EURO’ya çıkıyordu. kazbegi köyündeki ‘mountain travel agency’ firması ise rehber için 400 EURO istedi. bu rakamlar bizim bütçemizin çok üzerinde olduğu için rehber ayarlamaktan vazgeçtik. mountain travel agency’deki bayan ‘eğer tırmanış deneyiminiz var ise rehber bu dağda çok gerekli değil’ dedi ama 2007 senesinde bir türlü yolu doğrultamamış, hatta platoyu dahi bulamamış olduğumuz için bu sefer rehberle çıkmak istiyorduk. bayan ‘yukarıda rehberlerimiz var. yanınıza başka gruplardan da insanlar bulun ve hep birlikte bir rehber tutun’ deyince aklımıza yattı. birinci denemede değilse bile ‘yolu bulamamış olmamız nedeniyle birinci denemede başarısız olursak ikinci denemede rehber tutarız’ diye planladık.

son olarak da dağevinde oda ayarlamak istiyorduk. ama ne yazık ki mountain travel agency’deki bayanın yardımı ile bile ayarlama yapmak mümkün olmadı. bayan dağevinde 50 oda olduğunu söylemesine karşın mecburen çadırımızı da alacak ve ne olacağını yukarıda görecektik.

mountain travel agency’de coleman yakıt tüpü de satılıyormuş. (2007 yılında bu firma yoktu.) ama bizim 25 Lari’ye aldığımız tüpü 35 Lari’ye satıyordu. ayrıca havaalanında 100 USD karşılığında 164 Lari almıştık. stepansminda'da ise 150 Lari veriyorlar. yine de biz mecburiyetten meydandaki “shrona’s hotel”de 100 USD bozdurduk ve pazarlıkla 155 Lari aldık.

geriye yalnız çantalarımızı toplamak kalmıştı. havanın gök gürültülü ve yağışlı olması nedeniyle diana’nın evinin elektrikleri kesikti. saat 21.00 gibi jeneratörü devreye soktular. biz de son olarak elektrikli aletleri şarja takıp 21.30 gibi uyuduk.

*kazbegi köyü’nün adını değiştirip stepansminda yapmışlar artık. gerçi “kazbegi” adı halen daha yaygın bir biçimde kullanılıyor. ama internette, resmî sitelere bakıyorsanız stepansminda adının kullanıldığını görüyorsunuz. bir de köydeyken farkettim ki kazbegi diye yalnızca ‘aşağı mahalle’ye diyorlar. yukarı mahalleye ise ‘gergeti’ diyorlar. dolayısıyla ikisini birden kapsayacak bir ada geçiş yapmak istemiş olabilirler.

**adı değişen bir diğer şey de meteora dağevi olmuş. artık, özellikle internette, meteora dağevi’nin adı ‘bethlemi hut’ olarak geçiyor. bu değişiklikte 2008 yılında gürcistan ile rusya arasında yaşanan ve silahlı çatışmalara dahi neden olan krizin etkisi olduğunu düşünüyorum. zira dağ evi, eski bir rus meteoroloji istasyonu ve meteora demek eski işlevine atıf yapıyor. artık eski işlevini unutturmak istediklerini düşünüyorum. yine de elbette herkes meteora deyince anlıyor.

1 yorum:

Adnan Gönüllüleroğlu dedi ki...

Paylaştığınız bilgiler çok yararlı.
Bütün okuyanlar adına teşekkürler...
Not: Evet daha öce Tbilisi-Kazbegi 10 Lari idi, 2014 Haziranında biz 15 Lari ödedik fakat Minübüsümüz son medellerden olduğundan bu turistik tarife de olabilir. Pansiyona da kişi başı 30 Lari ödedik, fakat güzel bir kahvaltısı vardı...Svaneti tarafında da aynı şekilde hizmette iyiye, ücrette yukarı doğru gidiş var :)
Adnan Gönüllüleroğlu